Ülkemde kadınlar doğarken, HAYATA eksi ile başlamak zorundadır...
Yüzyılların birikimi olan deyimler, söylemler, atasözleri de hep bunu gösteriyor...
_Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün...
Buyurun daha doğarken peşin hüküm veriliyor sanki...
Sonra ÖĞRETİLER devam ediyor...
_Elinin hamuru ile erkek işine karışma...
_Eksik etek...
_Avradın kazdığı kuyudan su çıkmaz.
_Kadının saçı uzun, aklı kısa olur.
_Kadının bir aklı, erkeğin dokuz aklı vardır.
Bize bu anlayışta kadın olmak ögretiliyor... Erkeklerin üstünlüğü işleniyor...
Oysa biz kadınlar çok daha zekiyiz ama farkında olmasınlar diye korkutup sindiriliyor...
Arada da bir sırtımızı sıvazlayıp...
_Kadının düzdüğü evi Tanrı yıkmaz, kadının bozduğu evi Tanrı yapmaz..
_Evi ev eden avrat , yurdu şen eden devlet.
Gibi sözlerlede erkelere bağlanıp, evde erkekler için rahat hayatın koşulları anaya, avrada, kız çocuklarının üzerine yükleniveriyor...
_Dişi kuş yapar yuvayı, içini, dışını sıvayı sıvayı.
_Kadın erkeğin eşi, evin güneşidir...
_Erkeğin rızkı kadının ruhsatına bağlıdır...
Bunlarlada evdeki hayatımız taçlandırılır güya... Yeterki erkekler rahat etsin, hükmetsin...
_Kadınlar kendilerini sevenler için değil onlara hükmedenler için can verirler.( H. Edip Adıvar ). Demiş ... Ne güzel özetlemiş bizim kadınlarımızı...
Oysa;
_Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz derhal kadının hayat şartlarına bakın"' demiş ünlü bir düşünür...
Türk kadınının toplumdaki, yönetimdeki, üretimdeki ve paylaşımdaki yeri malesef sadece '' DOLGU MALEZEMESİ''dir...
Kadın her zaman sınıf atlamak isteyen erkeğinin istediği şekle bürünüyor...
_Kocana göre bağla başını, harcına göre pişir aşını.
Bazen baş örter... Bazen kısa etek giyer...
Acılarda hemen analarla dillenir...
_Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz
_Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar.
Erkek birine kızar hemen anadan, avrattan, bacısından başlar küfüre..
Çalışıp, kendi ayakları üzerinde durayım dese de iş hayatında mutlaka erkeğin onayından geçmesi gerekiyor...
Eşi izin vermezse çalışamaz...
Çalışma hayatında da erkeklerden daha düşük ücretle ödüllendirilir!...
Son yıllarda kadın daha da bir eve kapatılıp, erkeklerine daha iyi hizmet etsin diye, toplumsal baskı oluşturuluyor...
Geçenlerde, milletvekilliğine talip yüksek öğrenim görmüş bir bey, eşime; "ABLAMIN YAZILARINI SEN Mİ YAZIP VERİYORSUN ?" demiş...
Mantığa bakar mısınız ? KADIN YAZAMAZ.... Düşünemez...
Eski Türk Devletlerinde, Hanlar, Sultanlar otağda ve saraylarda ECELERİYLE birlikte karar alır ülkeyi birlikte yönetirlerdi...
Kendimiz için, biz kendimize yeterli değeri vermemiz gerekliliktir...
Aslında ne yaparsak biz kendimize yapıyoruz...
Önce aman böyle gelmiş böyle gider mantığından bir an önce kurtulmamız için, adım atmamızın zamanı dünden geldi bile...
