Ülkemizin nüfüsunun yüzde 51 kadın olarak kayıtlara geçiyor...
TBMM'de yüzde kaçlık dilimle temsil ediliyoruz?...
Sadece %9...
Belediyelerde de sadece 0.89'la temsil edilebiliyoruz...
Türkiyede mühendislerin yüzde 36sını, doktor ve operatörlerin yüzde 29unu, avukatların yüzde 33ünü, profesörlerin yüzde 28ini kadınlar oluşturmaktadır. Şu anda 155 büyükelçimizin 16sı, 132 üniversite rektörümüzün 13ü kadındır."
Siyaset gibi sivil toplum kuruluşlarınında, başında genelde hep erkekler var...
Erkekler ellerindeki İKTİDARLARI bir türlü bırakmak istemiyorlar... Neden istesinler ki?
Biz de erkeklerin iktidarı için var gücümüzle çabalayıp, iktidarlara uğurluyoruz...
Sonra da ONLARDAN medet bekliyoruz...
Seçimden önce KADINLARIMIZ HERŞEYİMİZ diyenler, meclise varınca gücün gölgesinde kadınlarla ilgili herşeyi unutuveriyorlar...
Biz kadınlara, SİYASETLE AİLE HAYATI bağdaşmaz deyip yerimize oturtuyorlar...
Maddi açıdan toplum hayatında yerimiz pek gözükmüyor ya, EVİNİZDE OTURUN, ELİNİN HAMURU İLE SİYASETE BULAŞMAYIN deyip yerlerine oturtuluyorlar...
Aday adayı olmak içinde maddi güç gerekli olduğundan, bunun için alınan para bile kadınların geri durmasına sebep olabiliyor...
Siyasi partiler bir açılımla, KADINLARIN bağışsız aday adaylıklarını kabul etmenin açılımına varmalı...
Ruhsal açıdan da kadının bilinçaltına hep bunları işliyorlar, her yerde ve her zaman YÖNETİMİN dışına İTELİYORLAR...
Güzel dinimizi dahi ERKEK BAKIŞ AÇISINDA yorumlayıp, dinimizdeki kadının yerinden, öneminden söz etmeden üzerinde dini baskı oluşturuyorlar...
Üzerimize BAŞÖRTÜSÜNÜ örtüp, sakın hiçbir şeye karışmayın, evinizde oturun demekle kalmıyorlar... Günah keçisi olan yine biz kadınlar oluyoruz...
O kutsal başörtümüzü de ellerine bayrak edip, yine bizim örtümüz üzerinden siyasete devam ediyorlar...
Bence ilk engel biz KENDİMİZİZ... Kadının kendine olan engelini aşması gerek...
Bizi bizden iyi kim tanır...
Kendi sorunumuzu ve de çözümümüzü bizden iyi kim bilir?...
Bizi bizden iyi kim TEMSİL edebilir?...
Tüm yetkilileri erkeklere verip, onlardan çözüm beklemekle nereye varabiliriz?...
Biz sadece çocuklarımızın anası değiliz... Biz bu ÜLKENİNDE ANASIYIZ...
Bir çok şeyde ANA ile başlar... Başta ANADOLU.... Anayasa... Anadil...Anavatan... Ana ... Ana... Ana....
Baba diye ağlayan çocuk gördünüz mü hiç?
Ülkemizde ailedeki kadının rolü çok büyüktür...
Seçilen bu yöneticileride biz kadınlar yetiştiriyoruz...
Oğlumuzu, kardeşimizi, eşimizi, babamızı biz destekleyip, bizi yönetmeleri için TBMM'ne biz uğurlamıyormuyuz?
Biz ülkemizin anası isek analık vazifemizi yapmalıyız...
HAYDİ KIZLAR !!!
Köylümüz,kentlimiz, okumuşumuz,okumamışımız...
Her aşamada YÖNETİME TALİP OLMAK İÇİN bizde VARIZ diyelim...
Ülkemizi bir ana sıcaklığı ile kucaklamalıyız....
Biz erkeklerden daha duyarlıyız... Sadece madi değil manen de ülkemiz için çok şeyler yapabilirz...
Erkeklere verdiğimiz destekleri kendimiz için kullanmalı, yetkiyi kendimize vermeliyiz...
Sağduyuluyuz... Kendi çıkarlarımızı değil, toplum çıkarlarını önde bulundururuz...
Hasasız... Bebelerimize verdiğimiz hassasiyetle vatanımıza ZARAR ZİYANDAN koruruz..
Korumacıyız... Miletimizi tüm tehlikelerden uzak tutacak kararlara imzamızı koyarız...
Aile bütçesi gibi tek kuruşu dahi HEBA ETMEDEN, hesaplayarak ekenomiye yön veririz...
Bu günü değil torunlarımızın bile hayatını düşünerek adımlarımızı attığımız için, tarihten ders çıkarıp, ileriye bakıp ve atılımlarımızı ona göre yaparız..
Ülkemizin onurunu, namusumuz sayarız...
Vatanımızın değerlerini, her şeyin üzerinde tutar, yabancılara peşkeş çekmelerine izin vermeyiz...
Erkeklerin ver kurtul tutumundan uzak durarak, tüm ülke ve millet çıkarlarımız için gereken ne ise , tüm yönleri ile düşünür en iyisini yaparız...
BASAMAK olmak yerine KENDİMİZ OLALIM...
Kadının SAĞDUYUSUNU, BAŞARISINI, VERİMLİLİĞİNİ...vs..vs... meclise taşımak için...
Bir ananın fedakarlığı , merhameti, adaleti, gibi YÖNETMEK, İDARE ETMEK İÇİN... Kollamak, korumak için....
Erkeklerin ne ÖNÜNDE ne, ARKASINDA sadece YANINDA yer almak için...
Haydi kızlar MECLİSE...
