:

:

:

Ergenekon Bayramı

21 Eylül 2015 Pazartesi 09:20
Meryem DURAK

ERGENEKON  NEVRUZ)  TÜRK'LERİN  dünyaya çıkışının, bayramıdır...


Şimdi bazı operasyonara Ergenekon adı verilmesi manidardır...        


Türk illerinde Göktürkler'e itaat etmeyen bir yer yoktu. Bunu kıskanan yabancı kavimler birleşerek Göktürkler'in üzerine yürüdüler. Maksatları öç almaktı. Göktürkler, çadırlarını, sürülerini bir yere topladılar. Çevresine hendek kazıp beklediler. Düşman gelince, vuruşma da başladı. On gün vuruştular. Göktürkler üstün geldi.


Bu yenilgiden sonra yabancı kavimlerin hanları ve beyleri av yerinde toplanıp konuştular.


"Göktürkler'e hile yapmazsak akıbet işimiz yaman olur," dediler.


Tan ağarınca, baskına uğramış gibi, ağırlıklarını bırakıp kaçtılar.


Göktürkler, "Bunların vuruşma güçleri bitti, kaçıyorlar," deyip arkalarından yetiştiler.


Düşman, Göktürkler'i görünce, birden döndü. Vuruşma sonunda düşman, Göktürkler'i gafil avlayıp yendi. Göktürkler'i öldüre öldüre çadırlarına geldi. Çadırlarını ve mallarını öylesine yağmaladı ki, bir ev kurtulmadı. Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdi. Küçükleri kul edindi. Her düşman birini alıp gitti.


Göktürkler'in başında İl Han vardı. Çocukları çoktu. Fakat bu uğursuz vuruşmada bir tanesi hariç, hepsi öldü. Kayı adlı bu oğlunu o yıl evlendirmişti. İl Han'ın Dokuz-Oğuz adlı bir de yeğeni vardı. Kayı ile Dokuz-Oğuz düşmana tutsak olmuşlardı. Fakat on gün sonra bir gece ikisi de kadınları ile beraber atlara atlayıp kaçtılar. Göktürk yurduna geldiler. Burada düşmandan kaçıp gelen çok deve, at, öküz ve koyun buldular. "Dört taraftaki illerin hepsi bize düşman. Gereği odur ki, dağların içinde insan yolu düşmez bir yer izleyip oturalım," dediler. Dağa doğru sürülerini alıp göç ettiler.


Geldikleri yoldan başka yolu olmayan bir yere vardılar. Bu tek yol da öylesine bir yoldu ki, bir deve veya bir at güçlükle yürürdü. Ayağını yanlış bassa yuvarlanıp parça parça olurdu. Göktürkler'in vardıkları yerde akarsular, kaynaklar, türlü bitkiler, meyveler, ağaçlar ve avlar vardı. Böyle bir yeri görünce, ulu Tanrı'ya şükrettiler. Hayvanlarının kışın etini yediler; yazın sütünü içtiler. Derisini giydiler. Bu ülkeye "Ergenekon" adını koydular.


İki Göktürk prensinin Ergenekon'da çocukları çoğaldı. Kayı Han'ın çok çocuğu oldu. Dokuz-Oğuz Han'ın daha az oldu. Çok yıllar bu iki Hanın çocukları Ergenekon'da kaldılar. Pek çoğaldılar.


Dört yüzyıl sonra kendileri ve sürüleri o kadar çoğaldı ki, Ergenekon'a sığışamaz oldular. Buna bir çare bulmak için kurultay topladılar. Dediler ki, "Atalarımızdan işittik; Ergenekon dışında geniş ülkeler, güzel yurtlar varmış. Bizim yurdumuz da eskiden o yerlerde imiş. Dağların arasından yol izleyip bulalım.


Göçüp Ergenekon'dan çıkalım. Ergenekon dışında her kim bize dost olursa, onunla görüşelim. Düşmanla vuruşalım".


Kurultay bu kararı alınca, Göktürkler, Ergenekon'dan çıkmak için yol aradılar, bulamadılar.


O zaman bir demirci dedi ki, "Bu dağda bir demir madeni var. Yalın kat madene benzer. Şunun demirini eritsek, belki dağ bize geçit verirdi". Göktürkler, varıp demircinin gösterdiği dağ parçasını gördüler. Demircinin tedbirini de beğendiler. Dağın geniş yerine bir kat odun, bir kat kömür dizdiler. Dağın üstünü altını, yanını, yönünü böylece odun ve kömürle doldurduktan sonra, yetmiş deriden büyük körükler yapıp yetmiş yere koydular. Odun-kömürü ateşleyip körüklemeye başladılar,


Tanrı'nın gücü ve inayeti ile ateş, kızdıktan sonra demir dağ eridi, akıverdi. Bir yüklü deve çıkacak kadar yol oldu. O kutsal yılın, kutsal ayının, kutsal gününün, kutsal saatini bekleyip bu yoldan Ergenekon'dan çıkmaya başladılar. Bu kutsal gün, ondan sonra Göktürkler'de bayram oldu. Her yıl o gün gelince büyük tören yapılır; bir parça demir alınıp ateşte kızdırılır. Bu demiri Önce Göktürk Ham kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver.


Ondan sonra Türk beyleri de böyle yapıp bu günü kutlarlar.


Ergenekon'dan çıkınca, Göktürkler'in ulu hakanı Kayı Han soyundan Börteçine, bütün illere elçiler gönderdi; Göktürkler'in Ergenekon'dan çıktıklarını bildirdi. Tâ ki, eskisi gibi bütün iller Göktürkler'in buyruğu altına girer.


 


 


Bu yazı toplam 827 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın diğer makaleleri
  • Aç Ayı Oynamaz...!!!5 Nisan 2024 Cuma 13:55
  • Nereye Evriliyoruz???18 Ocak 2024 Perşembe 17:11
  • Evlat Kölesi Olduk...23 Eylül 2023 Cumartesi 12:05
  • Çocukluğuma misafir oldum...18 Temmuz 2023 Salı 16:26
  • Sandık Kokusu,,,25 Mayıs 2023 Perşembe 16:12
  • YAP_TI_LAR…!!!8 Mayıs 2023 Pazartesi 18:12
  • Deprem İçimizden Geçti25 Şubat 2023 Cumartesi 10:42
  • Dil Dillenirken...7 Aralık 2022 Çarşamba 09:38
  • Tüküremeyin Emi…29 Kasım 2022 Salı 16:20
  • Gözler Ah O Gözler…12 Ekim 2022 Çarşamba 17:37
  • Çocukluğumun Kıbrıs’ı !!!16 Nisan 2021 Cuma 13:37
  • Çıplak Tasarım!!!30 Mart 2021 Salı 17:17
  • Değirmen Yolu Karanlık9 Şubat 2021 Salı 14:41
  • KÖR AKIL..25 Ocak 2021 Pazartesi 12:15
  • Rasim Dokur ve Atatürk19 Kasım 2020 Perşembe 11:14
  • Ateş Alamaya Geldim4 Eylül 2020 Cuma 13:01
  • Kadınları Yazmakla Bitmez15 Ağustos 2020 Cumartesi 11:22
  • Evde Dönüşüm7 Mayıs 2020 Perşembe 11:40
  • AŞK PENCEREDEN BAKIYOR16 Nisan 2020 Perşembe 10:29
  • Virüs İnsanın Beynine Düştü!!!14 Nisan 2020 Salı 11:15
  • Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
    Oluşturma süresi(ms): 2