:

:

:

Yılmaz, “Çölleşme modern toplumlar için ciddi bir sorundur”

TEMA Vakfı Tarsus Temsilcisi Nilgün NokayYılmaz, “Sürdürülebilir tarım birçok çevresel ve sosyal soruna çözüm sunmanın yanı sıra, aynı zamanda gıda üretim ve tüketim sisteminde yer alan çitfçiler, tüketiciler, politikacılar ve diğerleri için ekonomik ve yenilikçi fırsatlar sunmaktadır”dedi
Tarih: 16 Haziran 2008 Pazartesi 23:50
Yılmaz, “Çölleşme modern toplumlar için ciddi bir sorundur”
Yazı Boyutu:
Metni küçült
Metni büyüt

TEMA Vakfı Tarsus Temsilcisi Nilgün NokayYılmaz, “Sürdürülebilir tarım birçok çevresel ve sosyal soruna çözüm sunmanın yanı sıra, aynı zamanda gıda üretim ve tüketim sisteminde yer alan çitfçiler, tüketiciler, politikacılar ve diğerleri için ekonomik ve yenilikçi fırsatlar sunmaktadır”dedi.

Nilgün Nokay Yılmaz, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü nedeniyle yayımladığı basın bülteninde konu ile ilgili olarak şu bilgileri verdi;

“17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü 2008 yılı teması BM tarafından “Sürdürülebilir Tarım için Arazi Bozunumuyla Mücadele” olarak belirlenmiştir.

Konu gerek gelişmiş gerek gelişmekte olan ülkelerde günümüz modern toplumları için ciddi bir sorundur. Arazi bozunumu giderek artan iklim değişikliği çekincelerinin de etkisiyle bir ülkenin tek başına çabalamasıyla çözülebilecek bir sorun değildir. Arazi bozunumu tarımsal ekonomik kayıpları şiddetlendirmekte, yerel ve bölgesel gıda pazarlarını altüst etmekte ve sosyal ve siyasi istikrarsızlığa neden olmaktadır.          

Sürdürülebilir tarım nedir?

Sürdürülebilir tarım bir çiftliğin ekosistem hizmetlerine herhangi bir zarar vermeden gıda üretebilme kabiliyetini kapsamaktadır. Konu iki boyutludur. Birinci boyut biyofiziksel olup, ürün verimliliği için toprak özellikleri ve süreçleri üzerindeki farklı uygulamaların uzun vadeli etkilerini kapsamaktadır. Diğer boyutu ise sosyo-ekonomiktir, çiftçilerin uzun vadede girdi elde etme ve kaynakları yönetme kabiliyetini kapsamaktadır.

Yıllar içinde, yeni teknolojiler, mekanizasyon, artan kimyasal kullanımı, uzmanlaşma ve üretimi artırmaya yönelik hükümet politikaları nedeniyle tarım uygulamaları değişmiştir.

 Bu değişimlerin üst toprak kaybı, yer altı sularının kirlenmesi ve kırsal alanlarda ekonomik ve sosyal koşulların bozulması gibi ağır bedelleri olmuştur. Son 20 yılda, bu çevresel ve sosyal sorunlara yol açan tarımsal uygulamalar sorgulanır olmuştur.

Bugün sürdürülebilir tarım hareketi 3 temel hedefi kapsamaktadır: çevre sağlığı, ekonomik karlılık, sosyal ve ekonomik adalet. Çiftçilerden tüketiciye farklı kesimlerden insanlar artık bu anlayışı benimsemekte ve desteklemektedir. Sürdürülebilir tarım birçok çevresel ve sosyal soruna çözüm sunmanın yanı sıra, aynı zamanda gıda üretim ve tüketim sisteminde yer alan çitfçiler, tüketiciler, politikacılar ve diğerleri için ekonomik ve yenilikçi fırsatlar sunmaktadır.

Sürdürülebilir olmayan tarımın arazi bozunumuna etkileri

Sürdürülebilir olmayan tarımın toprağa doğrudan ve şiddetli etkileri vardır. Aşırı tarım toprağın doğal yenilenme kabiliyetinden daha fazla bir oranda topraktaki besin maddelerini ve organik maddeleri yok eder. Sonuçta toprak kendini yenileyemez ve giderek artan bir arazi bozunumu ve çölleşme gerçekleşir.

Arazi bozunumunun temel nedenleri çiftçilerin toprak verimini artırmaya yönelik aşağıda beliritilen faaliyetleridir: kuraklık riski yüksek alanlarda ekin, nadas sürelerinin azaltılması ve ekin dönemlerinin kısaltılması, yetersiz gübre kullanımı, yanlış ekin rotasyonu, monokültür, aşırı otlatma, hayvan yetiştiriciliği ve tarımı ayırarak toprağın doğal gübresinden mahrum edilmesi, ormansızlaşma, orman yangınları, dağlık bölgelerde dağa özgü doğal kontürlerden sürüm yerine dikey sürüm yapılması, terasların ve diğer su ve toprak koruma tekniklerinin kullanılmaması. Arazi bozunumu ve çölleşmeyle mücadele için toprağı canlandırmak ve beslemek lazım.

Nitrojen, fosfor, kalsiyum, magnezyum gibi maddeler toprakta ürün yetiştirmek için gerekliler. Toprak tüm besin maddelerini veya bir kısmını kaybettiği vakit (su veya rüzgar ile) bozulduğu ve üretiminin düştüğü söylenmektedir.

Arazi bozunumuyla mücadele  

Toprağın verimini yeniden kazanmak veya korumak için sürdürülebilir tarım yegane yöntemdir. Bu noktada uygun gübre kullanımı ve uyumlu kompostun hazırlanması çok önemli. Kompost bitki artıklarından hazırlanır: hayvan gübresi, tarımsal atıklar(saman) ve biyolojik ev atıkları.

Su sümbülleri, nehirlerde zarar verebilirken, toprağa kompost olarak besleyici madde sunar hale getirilebilir. Bir çukurda birçok hafta sonra, ısı ve nemle birlikte humus üretilir.

Daha sonra ekinlerin arasına serpilerek tohumlar ekilmeden önce toprağı hazırlamakta kullanılabilir. Organik madde ile yeniden kazanılan toprak böylece daha üretken olacaktır. Toprağın yeniden yapılandırılması toprağın verimini korumak açısından oldukça etkin ve sürdürülebilir bir yoldur.

Hayvanların varlığı da toprağı zenginleştirir. Hayvanlar, ekin artıklarını (darı, mısır) tüketerek toprağı nitrojen açısından zenginleştiren dışkılarıyla toprağın besleyici ögelerini geri kazandırırlar. Sürüler ayrıca et ve süt üretirler. Böylece çiftçiler ve hayvan yetiştiricileri birbirlerine yardımcı olurlar. Son yıllarda birçok ülke sürdürülebilir tarım yolunda önemli adımlar atmıştır.

Ekonomik boyutta, çabalar çiftliklerin üretkenliğini ve karlılığını ayarlamak, organik tarımı geliştirmek veya yeniden keşfetmek, başta çiftçiler ve aileleri olmak üzere tüm kırsal nüfusun daha güvenli ve iyi yaşam koşullarına ulaşmak konusundaki arayışları konularına odaklanmaktadır.

Çevresel boyutta ise, çabalar biyoçeşitliliğin korunması, toprak, hava ve su kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi de dahil doğal ve genetik kaynakların sürdürülebilir kullanımı, yönetimi ve korunmasına odaklanmıştır. Sosyal boyutta ise, kırsal alanlarada yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, daha iyi eğitim ve kırsal kalkınmaya geleneksel katkıların entegre edilmesi üzerine çalışmalar yapılmaktadır.

Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi 193 taraf ülkeye çölleşmeyle ve arazi bozunumuyla  mücadele için yasal bir zemin ve savunuculuk çerçevesi sunmaktadır. Sözleşmenin uygulanmasında aralarında çiftçilerin ve kırsal nüfusun bulunduğu yerel paydaşların katılımı çok önemli fırsatlar sunmaktadır.

Ayrıca, sözleşme kapsamında 2008-2018 yıllarını kapsayacak şekilde oluşturulan 10 yıllık stratejik planda da önemle belirtildiği gibi kapasite geliştirme, iyi uygulamaların ve örnek çalışmaların başlatılması, işbirliklerinin geliştirilmesi ve bilinçlendirme çalışmalarına odaklanılması gerekmektedir. “dedi.
Bu haber toplam 772 defa okunmuştur.
Etiketler:
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz yorum eklenmemiştir.
Yeni Doğuş Gazetesi ©1986 - Tüm Hakları Saklıdır, Kaynak Gösterilmeden İçerik kopyalanamaz.
Oluşturma süresi(ms): 1