İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 10 Aralık 1948'de BM'de kabul edildiğini belirten Sıtkı Dev, açıklamasına şöyle devam etti:
"İnsan Hakları 10 Aralık 1948 de özel bir düzenlemeye konu olmuştur. Ülkemizde de 6 Nisan 1949 da onaylanmıştır. Bu düzenlemeyle İnsan Haklarının güvence altına alınması ve geliştirilmesi amaçlanmıştır.
İnsanlar yalnızca insan olduklarından dolayı eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahiptir.
İnsan haklarının korunması öncelikle devlete aittir. Sonra medya, sivil toplum örgütleri, tüm kuruluş ve bireylerinde işbirliği gerekir.
İnsan haklarının korunup geliştirilmesi, kamu güvenliğini tehdit eden bir unsur değil, bireylerin onurlu yaşaması huzurun ve esenliğin teminatıdır.
Günümüzde, ülkemizde yaşanan toplumsal eşitsizlik, kadın erkek eşitsizliği, kötü yaşam koşulları, adil olmayan yargılamalar insan hakları bildirgesiyle bağdaşmamaktadır.
Bildirgenin 10., 11., 19. maddelerinde, davaların bağımsız ve tarafsız mahkemelerce yapılması bir haktır. Dolayısıyla, tutuklu milletvekilleri suçları ispatlanmadıkça suçsuzdurlar. Uzun tutukluluk süresi de insan haklarına tamamen aykırıdır."
Kent haklarının önemini de vurgulayan Dev, "Görüş ve önerilerin alındığı her türlü hak ve hukukun güvence altına alındığı bir kentte, sağlıklı bir çevrede yaşama, insanca yaşanbilir konutlarda oturma, yönetim ve yöneticilerden bilgi alma, hesap sorma hakkının olduğu bir yerel yönetim, tüm kentlimizin hakkıdır.
Kent yönetimi süresince saydam, yöre sakinlerinin istek ve önerilerinin değerlendirildiği, paylaşımcı, katılımcı, kamu yaranın gözetildiği, kent sakini değil sahibi olunan bir yerel idare özlemi ile 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nü kutluyorum" dedi.
